Yok Oluşumun Varoluşu
Konuşuyorum yine kendi kendime. Nasihatler, vaatler veriyorum. Yahu ne halt yiyorum ben, diyorum. Ben kimim, sen kimsin, niye varız, niye yoklar? Olmayan hep onlardır çünkü değil mi? Biz hep varızdır, yokluğu, görünmezliği yakıştıramazsın, aynadaki seni yanıltan görüntüne. Var mısın gerçekten? Neticede sen, sadece seni tanıyanlar için vardın, seni tanımayanlara görünsen bile sen yoksun, bunu biliyorsun değil mi? Gelip geçen bir buluttan farkın ne ki o insanlar için. Belki güneşi gölgelersin birkaç saniyeliğine, hepsi bu. Çünkü seni tanımıyorlar, yoksun. İyimser olalım mı? Bulutlar da ağlar, şekilden şekle girer, birleşir ayrılır, gider gelir, rengi atar. Ee bildiğin yaşıyor bu da, diyorsun. Ama sadece yaşıyor, bir rüzgâra bakıyor savrulup gitmesi, güneş mi çıkmak istiyor kopup ayrılıyor yanındakinden. Bak işte varlığın anlamsız, koşulları sen değil çevrendekiler belirliyor. Düşün diyorum kendime. Tanıyor muyum Ben’i yoksa bu gördüğüm bir bulut mu gerçekten. Gece çökünce varlığım tamamen mi anlamsız, gerçi belki ağlarım. Of! Ama ben gülmek de istiyorum. Tanışalım mı?
Merhaba ben, bugün nasılsın? Umarım koşulları kendinin belirlediği bir gün yaşıyorsundur. Diğer türlüsü başladıysa bitir. Korkma ben, ben yanındayım. Çevreni yok et demiyorum, sakın yanlış anlama beni. Seni manipüle edecek olurlarsa uzaklaş diyorum sadece. Bitirmek, her zaman yok etmek değildir ki. Olduğu yerde bırakıp, dönmemek üzere vedalaşmaktır çoğu zaman. Hem neden korkuyorsun, kalırsan kendine zarar vereceksin biliyorum. Ben, artık parçalı bulutlu hava bile istemiyorum, lütfen bitir. Hem düşünsene bedenin acıya dayanamayınca bayıltmaz mı, dindirmez mi acını. Ruhununkini de ancak sen dindirebilirsin işte dinle beni. Farkındayım, cesaretin eksik. Ama sonuçta insan değil miyiz? İnsanca bir cesaret yeter zaten, abartmaya gerek yok, üzülme. Rüyalarında öldüğün anı, daha önce yaşamadığın acıları göreceğin zaman bir bakmışsın yatağın içindesin, terden saç tellerin yapışmış, uyanmışsın bitivermiş rüya. Rüyanda bile daha önce yaşamadıklarına cesaretin yok, bırak hayatta da eksin olsun. Sevdiğin insanları kaybetmekten korkarsın tabii ki ama onlar için kendini kaybetme. Ben, bana bak! Bir bulut olup savrulmamak için bitir. İçinde çakan şimşeklerin acısını görmezden gelip belki geceyi aydınlatırsın, inanılmaz bir görsellik de katabilirsin o zifiri karanlığa fakat anlıktır. Ya herkes uyuyorsa o anda. O acıyı çekmenin anlamsızlığı bir haykırış gibi yankılandı gökyüzünde. Hem haykırırken o güzel görüntü çoktan kayboldu zaten, çabalama boş yere. Sadece kendin olmak için çabala. Ben. Dayanamıyorum artık yok oluşumu izlemeye, acımızı dindir lütfen…