top of page
Yazı: Blog2 Post

Ucu Kırık Mavi Kalem

Siyah yeleli tarçın rengi emektar at, kim bilir dili olsaydı neler anlatırdı? Dile de gerek yoktu, hüzünlü bakışları nasırlı bacakları ele veriyordu derdini.

Sabah erken yolun üzerindeki bütün çöpleri karıştırıp, kağıt, plastik gibi malzemeleri toplar, ata bağlı tekerlekli arabasının içindeki çuvala tıkardı. Dönüşte ifadesi “Allah bin bereket versin,” şeklinde ıslık çalarak hızlıca geçerdi. O gün hızlı geçmedi. Gözü yolun karşı tarafında ki çöp birikintisine takıldı. Yavaşladı. At acıyla frene bastı. Çocuk sağa yaklaştı, durdu.

Okullar kapanmış hava yeni yeni ısınıyordu. Yaz gecikmişti. Çekmeceler temizleniyor; eski okunmamış yarım kitaplar garip yolculuklarına doğru yola çıkmaya hazırlanıyordu. Ya toplayıcılar kurtarıp hamur olacak ya da çöplüğe gidip yok olacak. Doğadan gelip doğaya gidiyordu.

Kapıcı Remzi efendi kucağında giysiler, diğer elinde ağırlığına dayanamayan naylon poşet ile Demir kapıyı açmaya çalışıyordu. Yüzü ellerinden kara on-on beş yaşlarında çocuk arabadan atladı, atın yularını mermer sütunun üstündeki sarı tokmağa astı, Remzi efendiye kapıyı açtı.

“Sağ ol evlat!” dedi, “istersen bu giysilere de bak. Varsa kardeşlerin sevinsinler.” Yem torbasını atın ağzına astı. Burnunu yukarı çekerek iki dişinin arasından sağ tarafına bir tükürük fırlattı. Aslında sevinmişti. Gururunu çizdirmemek için omuzlarını yukarı kaldırınca boyunu daha da etkileyici olduğunu düşündü. Kucağındaki giysilere baktı. Bu bayrama olur, şu Nazlımıza... bu doğacak olana gözlerini sağ tarafa yukarı dikti bekledi, elindeki minik monta olacak kardeşinin adını hatırlayamadı. “Neyse, “ dedi dudaklarını yanağına çekerek. Bir küçük örtünün içine yerleştirip bohçaladı, çapraz düğüm attı.

“Sağ ol abim.” dedi. “Kitapları da alayım mı?” dedi. Cevap vermesini beklemeden iki sayfa el yazısı yazılmış defteri aldı. Kitapları büyük torbasına tıktı. Renkli dergileri seçti. Üzerindeki muz kabuğunu sıyırdı. Elini pantolonuna sürdü. Bir çürük havucu atın ağzına tıktı. Gururlu at yüzüne bile bakmadı. Gözlükleriyle başı dik ileri bakıyordu. Bir kaçı renkli; sarı, kırmızı, siyah, cetvel yırtık kutunun içine tıkıp cebine koydu... ucu kırık mavi kalemi cebinden çıkardığı çakısıyla itinalı bir şekilde açtı.


Simsiyah gözlerine ışık veren beyazları parladı. Atı düşünmüyordu. Atın da artık şikayeti yoktu. Eline geçen her şeyi ayrı ayrı istifliyordu. Bir dergiye gözü takıldı kirlenirim diye korkmadan yere oturdu. Sayfaları tek tek gezindi.

Sarı papatyalı dergiyi açtı. İlk sayfası boyanmıştı. Sonraki de... Daha sonrakini çevirdi, boştu. Kalemlere baktı. Kahverengi, kırmızı da vardı, sarı Kahverengiyle birden başlayarak sayıları takip etti. Kalemin ucu yolu biliyordu. Kağıt toplayan çocuk da sayı saymayı. Epeyce arandı, belli bir noktada buluştu. Ortaya çıkan bir gitardı. İçini de bir güzel boyadı. Sonra siyaha benzer bir kalemle ikinci birden başladı, yirmiye kadar birleştirdiği sayıdan ise gitarı çalan çocuğun resmi çıktı. Uzunca baktı. Evirdi çevirdi, uzağa tuttu yakınına çekti. Kimseye benzetemedi. Siyaha benzer kalemin henüz işi bitmemişti. Gitarı çalan çocuk onun istediği gibi değildi. Saçlarından değişime başladı. Uzun saçlı olmalıydı. Saçlar atın yeleleri gibi uzadı sonra bıyıkta yaptı, sakalda gerekiyordu. Ya parmakları, hani o koca taşlı yüzükleri?

Uzun saçlı gitarlı çocuğun çaldığı şarkıyı içinden mırıldandı. Ayağa kalktı daha alacağı yol vardı. Boyama yapacak zamanı yoktu. Çizdiği sayfayı kopardı. Çöplerin içine atamadı demir parmaklıklı bahçe duvarına astı. Atın torbasını ağzından aldı, kafası çizdiği resme takılı, kardeşlerine götürdüğü şeyleri yüzlerinde ki sevinci hayal etti. kırbacını yumuşakça değdirdi arabayı yavaş yavaş sürdü. Saçları daha uzun gibi olacaktı, sakalı bıyıkları sanki daha farklıydı. Kalemi öyle söylemişti. Ama sanki daha da güzelini yapabilirdi. Son bir kez daha baktı ama oldukça uzaklaşmıştı.

Dudaklarında türküsü, yüreğinde okul sevgisi, kalemler sağ cepte, dergiler heybenin içinde... ucu kırık mavi kalemi kulağının arkasına yerleştirdi. Bereketli sabahın ardından,

“Deehh!” dedi.

Dönüşüm Yaşama Sevinci

Eğitim Döngü

63 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Sinekler

Kapıcı

bottom of page