NİS''AN''

Hayattan büyük anlar vardır, size de öyle geldiği olur mu? O kadar "an"dır ki bunlar sabun köpüğü gibi kayıp gider ama bir yandan da gök gibi kuşatır sizi. Hani bir an "Hayat güzel be!" dersiniz, her şeye rağmen. Baharda daha çok olur bu değil mi?

"İlkbahar gibi bir mevsimi olan bu dünya, üzerinde yaşamaya değer. Ne olursa olsun." diyordu Sabahattin Ali, içimizdeki Şeytan’da ve Nisan’da öldü. Hayat biraz da böyle. Hep bir nanik yapmayı bekleyen çocuk taşkınlığıyla fırsat kolluyor ki söylediklerimizle alay etsin yahut ettiğini sansın. Yarım akıllı!

Çünkü her şeye rağmen, bazı anlar hayatı alt edecek kadar büyük.

O anları kavanoza koyup saklayamazsınız, içinizi oyup geçer, ama tadı kalır. Tadı hep sizinle kalır. İzmarit gibi tüter zaman. Düşmesinden daha önemlidir yandığı. Yanandır an, gerisi kül, savur gitsin!

Elimizde pek de bir şey yok aslında, bu anlardan başka…

Değil. Elimizde çok şey var.

Elimizde hala sayfalar var. Zaman küle karışırken…

Sayfalarınız ve anlarınız bol olsun sevgili Lento-okur bu Nisanda!