Gece Açan Çiçekler
Yanılmadın,
Elbette kör bir ebe sabaha ulaştırdı seni
Kıştı
Ve küçük bir yara duvardan kanıyordu,
Yanı başında karanlıkta bir şey duruyordu
Senin avuçların için; parmakların uzansın diye.
Simsiyah bir takım elbise çiçeklenirdi sahipsiz,
Sen susuzluğunu fısıldarken etrafına
Dışarıda yağmur yağıyordu;
Dört köşeli korkuların sürekli genişliyordu
Böylece tanıdığın bütün bahçeler siliniyordu hafızandan.
Bilirsin,
Beşiklerin mucidi
sabahlara kadar uyumadı,
Ve ninnilerle hiç tanışmadı.
Çocukluğun kadar kenar mahalle biriktirdin,
Akşamları bir başına
şehrin en yalnız yerinde günlüğünü yazardın
Küçük harflerden kocaman acılar yaratırdın.
Sonra soluğunu salardın gecenin ayazına,
Radyodan duyardın gözünün gördüğünden daha fazla kara parçasının olduğunu;
İnsanların işinde gücünde
her sabah ömür eskittiğini;
Dalgaların sesini, gemilerin düdüğünü...
Bir ağaca salıncak da kurulur darağacı da
Ben sana ağacın filizini getirdim
Sen yeşili düşün ve kaderini sula!..