FERYAT
Ah tükenmiş zamanların ahşap evleri
İçlerinde korlarca keder
tutuştu tutuşacak
Kapı önlerinde sardunyalı
dingin görünüşleriyle
Kan kusup ‘kızılcık şerbeti içtim ‘ derler...
Düşüncelerdi demir parmaklık
kapıda kilit
Ne girişe geçit var, ne çıkışa
Seslerdi kaçabilen ancak, sesler
Kaçıp gitmek isterken kimileri
‘Yalnız ben özgürüm ‘ diye düşünür
mavi...
Kaç can kök salmış odalarında,
Kaç ruh ete kemiğe bürünmüş kim bilir
Sarıp duvarlarıyla en gizli emelleri
Gün doğunca gülümseyen camlarında
‘Ben ana rahmiyim' sevinci...
Bir ağaç gölgesi düşse üstüne
yıkılıp gidecekler
Dimdik ayaktalar ahşap yüzleriyle
Hâl diliyle sanki
‘Hâlâ yaşıyor muyum' derler...
Ah tükenmiş zamanların kederden evleri..
