Derdo
Sen Ağlama Dayanamam...
Okumaya yazmaya ara verdiğimde soluklandığım bir bahçe sanki Instagram. Serseri ruhumu dinlendirme anlarında sığınağım. Neden böyle bir sayfa açtığımı hatırlamıyorum bile. Ne kimin beni takip ettiğini ne de kimi takip ettiğimi bilirim. Bol reklam, tik-tok ve reels videosu ve benim ahlarım, vahlarım, zırvalarım olan şiirlerim. Ciddiye almıyorum şiirleri de…
Son günlerde beni takip edenleri ben de takip etmeliyim düşüncesiyle birkaç kişiyi takip etmeye başladım. Güzel bir müzik eşliğinde memleket manzaraları içeren paylaşımlar dikkatimi çekiyor.
Derdo'yu da paylaşımları ile tanıdım. Yürek yakan görüntüler, yürek yakan ezgiler, ağıtlar, şiirler paylaşıyor. Derdo müzikten anlıyor, beğenilerimiz örtüşüyor. O da beni takip edenlerden. Aramızda bir türkü kardeşliği başladı. Ona adına uygun bir türkü gönderdim beğendi. Belki de ona bu adı ben verdim. Ahmet Arif'i, Ahmet Kaya’yı çok seviyor, onlarla birlikte paylaşıyor o güzellikleri. Benim de Ahmet Kaya paylaşmışlığım çoktur.
Profil resmi yok Derdo'nun. Kısa zamanda bir fotoğrafını bir paylaşımında yakaladım, bu sensin biliyorum dedim. Yalan söylemiyor, evet dedi. Hüzün ve öfke ile harmanlanmış bir duyguyu taşıyor sanki. Fotoğrafın birinde “Venceromos” işareti yapmış, İtalyanca “Kazanacağız” demek Venceromos. Kimileri Victory der, yani zafer. Her neyse, neyin nesi ise, nasılsa aynı anlam diyelim. Asıl mesele ne kazanacağız! Kaybedilenlerin hesabını kimden soracağız! Ne oldu havaya savurduğumuz yumruklar? Ant içmelerimiz? Hayatı çok ciddiye aldık da ne oldu? Hayat bize başka bir el işareti yapmadı mı?
Pek gülümsemiyor bu çocuk. Derdo gülümse dedim. Biliyorsun böyle gelmiş, böyle gidecek, alış dedim. Güçlü ol, rahat ol ki mücadelen devam etsin. Bana gülümseyen bir adam gif’i gönderdi, böyle mi, der gibi… İşte böyle gülümse dedim. Gülümseyemiyorum dedi, ne kadar sahte, iki yüzlü bir toplum haline geldik dedi, ne kadar ezdiler bizi. Ne kadar zorbayız birbirimize. Hayır desem yalan, evet haklısın dedim.
Bir Mardin resmine müzik ekleyip hikâyemde paylaştığım gün, çok güzel paylaşım dedi. Göremediğim için gülümsediğini tahmin ediyorum. Beğenmesine sevindim. Resim ve müzik kardeşliğimiz devam ediyor demek ki.
O gün o da bir resim paylaştı. Resimde bir genç adam türkü söylüyor kapatıldığı yerde. Resmin üzerinde “Sizce bu deli mi?” yazıyor. Arkasında gülüşen kişiler var. Sözler anlaşılmıyor fakat o ses, o ne güçlü, bas bariton bir ses… Bir türkü olamaz bu, ancak bir ağıt… O ses umudunu kaybetmemiş, acıları kanıksamış birinin sesi, hiç pişman olmamış biri sanki, ağlarken güler gibi söylüyor. Ahmet Kaya geliyor aklıma. O duyguyu yakaladım. Gözlerimi kapatıp tekrar dinliyorum, içim sızlıyor ve söylenmeğe başlıyorum.
Çocuk, ben seni gülümsetmeye çalışırken sen beni neden üzüyorsun. Ağlıyorum…