BU GİDİŞ YOL DEĞİL
Durmuşuz aft dolu yol ağzında,
Sakındığımız sözleri kusar olmuş dilimiz
Elimiz tuttuğunu koparmakla meşgul
Yüksek ökçeli sesler duymuş aklımız
Bu gidiş yol değil
Bağdaş kurup kendi iç sesimize, oturmuşuz
Komutlar, kopan alkışlar arasında
evrenin paraleline teğet geçmiş
yaşamlar alıp baş köşeye koymuşuz
Bu gidiş yol değil
Gömüldüğümüz kitap sayfalarında
Kayıp kimlikler doğurmuşuz
Kahramanın süper olduğu senaryolarda
Rol gereği seviştiğimiz kadınlardan olmuşuz
Bu gidiş yol değil
Dışarıda dönen dolaplarda saklı hayata
Aşağıdan bakar olmuşuz, korkmuşuz
Balığın çığlığı, kuşların ağıtı, kum zambağının
soyu tükenmiş nesli olmuşuz
Ördüğümüz kozanın kabuğunda
tırtıl kanatlı kelebekler doğurmuşuz
Sancısı sarmış dünyayı,
Bu gidiş yol değil,
Bu gidiş yok değil ,
Bize kalmış hiç değil...