Bahar ve Lento

Babam her bahar gelişinde “Yağsa da açsa da bahar” derdi, anımsıyorum . Özellikle 1 Mart sabahları bahara nanik yapan yağmurlu, hatta kasvetli havalarda daha iyi anımsıyorum. İnsan evladının bitmek bilmez umudu ve sonsuz beklentisini anımsıyorum. Belki baharın adı bile, başlı başına bir tesellidir. Eskilerin nahif bilinci ve şefkatli görüsüyle bahar, hep bir tesellidir.

Baharın doğaya sunduğu “şifa”nın insanı imrendirişi ve hala yaşamın var olduğuna dair bir inancın tazelenişi… Yanı başımızda yitip giden onca güzelliğe, kirlenen şeylere rağmen renklerin bir türlü kirlenememesi… Her defasında doğanın, insanı sabrıyla ve bahar coşkusuyla alt edişi… Mart sabahları “yağsa da açsa da” bunları düşünürüm yıllardır. Zaten eninde sonunda açacaktır, önümüz yaz değil mi? İnsanı bir şeylere tutunmaya zorlayan biraz da havalar değil mi? Bekleriz, bizi güzel havalar mahvetsin.

…

Bu baharın bizim için bir başka anlamı daha var. Yıllardır toprak altında filizlenen hayallerimizin toprakla birlikte uyanışı, satırlarımızın ekrandan çıkıp vücuda gelişi…

Yazdıklarını bizimle paylaşmakla inancını da paylaşan tüm yazarlarımıza ve bu zamana dek bir kere bile olsa “tıklayarak” bizi fark eden okurlarımıza minnetle duyururuz ki bir bahar günü belki yağmur belki güneş kokusuna, Lento’dan yayılan kitap kokusunu da ekleyeceğiz. Lento Dergi bir seçki özel sayısıyla elinizde olacak. Lento-okurlarla buluşmaya buradan da devam edeceğiz, inancını bizimle paylaşmak isteyen herkesi bekleyerek…

Yine eskilerin hoş bir temennisiyle bitireyim: “Önü, gerisinden güzel olsun!”

Babam benim ilkokulum, üniversitem; annemse ana dilim. Tüm yazdıklarım onlar ithafınadır.